Hayatınızın yazarı, iç çocuğunuz ile buluşma…
Hemen hemen hepimizin içinde duygusal anlamda yeterince gelişmemiş, sağlıksız bir çocuk vardır. Kişiler fiziksel olarak büyür, gelişir ama duygusal bakımdan fiziksel bedenine eş değerde büyüyüp gelişemez. Bu kişiler kendilerine verdikleri değeri başkalarının onları onaylayıp değerlendirmelerine bağlamışlardır.
İç çocuk ortalama 5 yaşlarındadır. Bu yaşlara kadar hamilelik süresi de dâhil olarak yaşanan olaylar, hatıralar ve bunların etkisi ile oluşan inançlar, kalıplar, önyargılar, hayat hakkında alınan önemli kararlar acılar, iç çocuğa kaydedilir. Tüm yükü içimizdeki çocuk taşır.
İç çocuğumuz büyürken bastırılmış, utanca boğulmuş, dinlenmemiş, yalnız bırakılmış, en önemli ihtiyacı olan sevgi ve güven ile örülmemişse oldukça korkak ve sağlıksızdır. Onun sesini duymak, onunla iletişimde olmak her zaman mümkün olmaz ama yaşadığımız olaylar bize onun varlığını rahatlıkla hissettirir.
Çünkü hayatımızın yazarı odur. Yaşanan ve bizi tatmin etmeyen ne varsa bunlar, iç çocuğumuzun tuttuğu acılar, korkular ve inançların hayatımıza yansımasıdır.
Yaşadığımız olayları tahlil edip, hangi acı ve inançların bunlara sebep olduğunu iç çocukla yapacağımız içsel sohbetlerle bir çeşit iç ses olarak dinleyip, anlayabiliriz. Bu sesi duymak, ne dediğini anlayıp sağlıklı, sevgi ve güven dolu bir ilişki kurmak, dengeli ve keyifli bir yaşam sürmemiz için çok gereklidir.
İç çocuğumuzu bastıran, iç anne ve iç babamızın seslerini de fark edip, aralarında ki sorunları çözmek iç çatışmalarımızın oldukça hafiflemesine yardım eder. Daha kolay karar verir, hedeflerimizi daha kolay fark eder, daha enerjik, daha tatmin dolu bir yaşantıya geçebiliriz.
İç çocukla buluşabilmek için ilk adımı içimizde ki ana ve baba atmalıdır. Belki size kendini göstermeyecek, belki uzun süre sizinle iletişim bile kurmayacaktır. Zamanında o kadar bastırılmıştır ki size kırgın ve güvensiz olması doğaldır.
Her gün ona 30 dakika ayırıp sabır ve şefkatle, onu yargılamadan iletişim kurmak için meditasyonlar yapmamız bu çalışmaların ilk adımıdır. Meditasyonlar ile zaman ilerledikçe içinizdeki çocuk size güvenecek ve iç dünyanızı anlamanıza yardımcı olacaktır. İçimizdeki çocuğun korkularını, inançlarını fark edip serbest bıraktıkça onun sesini dinleyip, ihtiyaçlarını giderdikçe mutlaka sağlıklı bir dönüşüm yaratırız.
İç çocukla yaptığımız bu çalışmalar derinleştikçe manevi yaşantımız zenginleşir. Olumsuz duygular dönüşüme girer.
Her gün yapılacak bu meditasyonlar hem iç çocuğunuzu tanıyıp onu sevgi ile kucaklamanıza hem de iç çocuğun anne ve baba ile olan iç çatışmalarını fark etmenizi sağlayacaktır.
Anne, baba ve iç çocuk bir olduğunda, her üçünün de ihtiyaçları fark edilip, hepsini mutlu edebilecek çözümler bulunduğunda, yaşam hedefinize doğru çok daha kolay, neşeli ve keyifli yol alırsınız.
Ama ilave etmek isterim ki tüm bilinçler bireyseldir ve iç çocuk sayısız biçimlerde kendini gösterebilir.
İç çocukla çalışmak çok güçlü bir tedavidir. Aile, ekonomi, iş ve ilişkiler konusunda değişik duygularla çalıştıkça yaşamınızın nasıl pozitif yönde değiştiğini göreceksiniz. Bu çalışmalar, özen ister, düzen ve sabır ister.
İç çocuk aynı zamanda yaratıcılık merkezi olan sakral çakra ile bağlantılıdır. İç çocukla çalıştıkça 2. çakranız güçlenip canlanacak, her şeyi fiziksel gerçekliğe taşıma yeteneğiniz artacak ve arzularınız fazlasıyla gerçekleşebilecektir. Kendinize zaman ayırın.